İstanbul,
33°C
açık
SON DAKİKA
GRAM ALTIN
4.373,76
DOLAR
40,5552
EURO
47,6975
STERLİN
54,6844
BIST 100
10.695,16
enflasyon
emeklilik
ötv
döviz
otomobil
sağlık
İLETİŞİM ADRESİMİZ TEAMS radyoyonetim@hotmail.com
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Detaylı Hava Durumu
Şiir Köşesi
Yılların Yorgunluğu Yüzümde zamanın çizdiği ince yollar,İçimde susmuş, konuşmamış bin duvar…Her adım bir vedaydı, her bakışta hasret,Gülüşlerimde bile gizliydi biraz dert. Gençlik geçti, fark etmeden, usul usul,Ne sevdikler kaldı, ne hayaller bulbul.Bir kahve koydum bu sabah yine yalnız,Yılların yorgunluğu çökmüş omzuma sessiz. Kimi gün koştuğum sokaklar şimdi suskun,Kimi dost sesleri...
Kulaklık takar, dünya susar,DJ Gamze yayına girer, kalp konuşur azar azar.Geceler onun, sessizliğe çare,Şarkılarla sarar yüreklere yara bere. Mikser başında değil bir DJ sadece,O, içini döker her nota her hecede.“Bu parça unutanlara gelsin,” der usulca,Ama sesi titrer, belli ki unutamamış aslında… Gülüşü var ama içinde hüzün,Gamzelerinde gizli bir geçmişin üzgün...
Nasihatimdir bu, oku da dinleGözlerime yaşı doldurma oğulÖmür ölçülmüyor, yıl ile günleBoş yere benzini soldurma oğul Güvenme yaşına günler dolacakAnnende, babanda bir gün ölecekBelki de kardeşin sana kalacakSaygıyı, sevgiyi, öldürme oğul Hep ileriye git, geriye bakmaİşini sağlam tut elden bırakmaYalan, dolan ile karşıma çıkmaAç gözlülük yapıp, saldırma oğul Hileyi, hurdayı...
Dün gece! uzadı, bitmek bilmedi Sabahı, oturup yalnız bekledim Nede alışmışım diyemem sana Tanrı’dan o anda ölmek istedim Seyrettim sokağın lambalarını Hep andım seninle anlarımı Hazana çevirdin baharlarımı Sensiz hayat zehir olacak bana Sönmüştü evlerimn tüm ışıkları Ay Yıldız yok idi baktım yukarı Nasıl yaşayacam ayrılıkları Nekadar muhtacım birbilsen sana...
Şehit gider şanı ile, Pek mübarek kanı ile, Vatan için canı ile, Bİlmeyen ne bilsin bunu. Onlar nefis bilmediler, Tembelliği seçmediler, Menfaati sevmediler, Bilmeyen ne bilsin bunu. Kalleşler mayın döşüyor, Mehmedim şehit düşüyor, Onlar cennete göçüyor, Bilmeyen ne bilsin bunu. Öyle bir bayrak tutarlar, Haine öfke kusarlar, Onlar hep hakka...
Yıldızlardan gelip de her sonbaharda Gazellerde yürüyen eylül gibisin… Gönüllerde yeşerip her bir baharda Yeryüzünde solmayan bir gül gibisin… Bu dünyayı gezsem de bulunmaz eşin, Hayat veren bahara benzer gelişin, Yıldızlara sevdalı ay ve güneşin Yüreğinde kavrulan bir kül gibisin… Bu yolda kutsaldır hep çekilen çile, Bir gün olsun ‘Ah!...
Bir köy vardı Muş’ta Sakavi adı, Murat dedim köyüm geldi aklıma. Kimi fakir,kimi zengin yaşadı, Ada dedim köyüm geldi aklıma. Ovada su yoktu,dağlar dumandı, Tırpanlar başağı gelincik sandı, Barajlar yapıldı,toprak uyandı, Kala dedim,köyüm geldi aklıma. Cenderme mezarı murada yakın, Cevgani’den ovanın düzüne bakın, Evran’dan,Artet’ten odurki farkın, Nahiye dedim,köyüm geldi aklıma....
BEN SANA MUHTACIM ÖMRÜM SENSİZ GEÇMEZKİ TEK GÜNÜM GÜLMEZKİ ŞU YORGUN YÜZÜM BEN SEN GÜLÜNCE AÇAN SENİ GÖRMEYİNCE SOLAN BİR GÜLÜM DÜNYA TERSİNE DÖNSE SEN BENİM, ÖMRÜMSÜN ÖMRÜM… GÜLÜNÜ SUSUZ, BENİ SENSİZ KOYMA ÖMRÜM… ÖMRÜM… ÇIK GEL NEREDEYSEN … ÇIK GEL NE OLUR… AÇSIN GÜLLERİM… GÜLSÜN ŞU YÜZÜM … KISKANSIN...
Ben uyumam,sağımdaki-solumdaki melekler uyur… Yıldızlar gökyüzünden yeryüzüne serilivermiş.. Ne köprüsü bu sır’at-ı geçerim bunu geçemem… Karşıda sen varsın,ben karşında..bari sesini duyur.. Yalnızlar köyündeki ben en yalnız? Gelecekmişsin bana da Azrail önüne gerilivermiş… Ecel benimde şerbet gibi önümde, Ben Cehennem’de sen Cennet’te oluruz diye korkup içemem… Benim kalp atışlarım şehrinden bile...
Duman eksilmez başimdan Viran bağlara benzerim Bülbül ayrılmış gülünden Kamil cok özlerim Ayrılmış can cenanından Dert çekmeyen bilmez halden Düşürmezem dosdum dilden Efendimi cok özlerim Deli deli eser Rüzgar Hasretin ciğerim yakar Göz yaşlarım durmaz akar Kamil cok özlerim Kaygısızım garib kaldım Dost elinden yaralandım Parça parça parelendim Efendimi cok...
Gecenin karanlığında yaşıyorum Özlemini Içimde büyütüyorum Sana her gün daha da fazla Her an daha da çok büyüyor sevgin… Ve sen hasreti yarım kalmış bir alev Ve sen kor olmuş ateşten kalan Ve sen seni her an daha çok sevdiğim kişi Bilmem nerdesın, Bilmem kimlerlesin…. Şair: Staliye61
Sonraki sayfa »
Daha Fazla İçerik Yükle
Yükleniyor...